İsmail Cengiz
İsmail Cengiz

TÜRK DİASPORASI 11

Yayınlanma: 15 Aralık 2025

Bizim Değil, ABD’nin “Turan Ülküsü” Gerçekleşiyor 

İsmail Cengiz*

Türkistan Türk Cumhuriyetleri Devlet Başkanları ABD ziyaretinde Trump ile görüşme sonrası dönüşlerinde, daha önce Merkezi (Orta) Asya Birliği olarak adlandırılan oluşum aktif (kurumsal) hale getirilerek (Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Birliği) adıyla yeniden oluşturuldu. Bu defa bu birliğe Azerbaycan Türk Cumhuriyeti’nin de önce “gözlemci” sonra “asil üye” olarak kabul edilmesi önemli bir gelişme olarak kayda geçmiştir.

Yazının başlığında “Turan Ülküsü” ve “ABD” kelimelerinin yan yana zikredilmesinden birçok dostumuzun “Ne alaka?” diyerek rahatsızlık duyacağını, tepki göstereceğini biliyorum.
Bence de ne alaka?Turan ülküsünün Amerika ile alakası şu.
Türkistan coğrafyasında ABD’nin küresel iki rakibi Çin ve Rusya etkin güç olarak bulunuyor. Dolayısıyla ABD Türkistan coğrafyasını oluşturan Türk Devlet ve Toplulukları ile yakından ilgilenmesi, kendi çıkarları, kendi stratejik hedefleri gereğidir. ABD, bu kardeş ülkeleri kontrolü altında tutarak Rusya ve Çin karşısında yalnız olmadıkları güvencesini vermeye çalışıyor. Aynı zamanda bölgedeki Türk devlet ve topluluklarının yanında durarak Çin ve Rusya’ya da aba altından sopa gösteriyor.
Amerika’nın Türk Cumhuriyetleri’nin dışında, Uygur meselesi ile yakından ilgilenmesi, diasporadaki Çin karşıtı örgütlere finansal destek sağlamasının nedeni de, Çin’e rahatsızlık vermek. Çünkü Doğu Türkistan bölgesinin Tibet ile birlikte Çin’in “yumuşak karnı” olduğunun bilincinde olan ABD, bu hedef doğrultusunda hem Amerika’daki, hem de Türkiye’deki Uygur teşkilatlarına faaliyetleri için finansal destek sağlıyor. Aynca Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan’daki Uygurların faaliyetlerine de el altından destek vermeyi sürdüren ABD, Türk Cumhuriyetleri’nde kendilerine bağlı lobiler oluşturmak için birçok STK’ya proje desteği verdiği biliniyor.

ABD’nin kendi çıkarları doğrultusunda bizim Turan ülküsü diye adlandırdığımız hedefimizi (projeyi) aktif hale getirmek için düğmeye bastığını söylemeye çalışıyorum. Çünkü Trump küresel rakipleri olan Çin’i ve Rusya’yı bu ve benzeri yöntemlerle kontrol altında tutmaya, imkanlar el verirse köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.

Trump (Amerika) sadece Türk devlet ve toplulukları ile ilgilenmiyor. Türkistan coğrafyasındaki zengin yeraltı kaynakları, wolfram, tungsten, uranyum gibi stratejik madenler de Amerika’nın dikkatini çekiyor. Amerika’nın dikkatini çeken diğer nokta; Türkistan coğrafyasının Çin’i besleyen enerji kaynaklarına ev sahipliği yapmasıdır. Bir başka önemli husus ise, Çin’in “Bir Kuşak-Bir Yol” olarak adlandırdığı kara ve demiryolundan oluşan “İpek Yolu Projesi”nin de büyük bölümünün Türklerin yaşadığı coğrafyadan geçerek Anadolu üzerinden Batı’ya ulaştığı gerçeğidir.

Trump’ın yıllar sonra Taliban’a terk ettiği Afganistan’daki “Amerika Üssü”nü geri talep etmesinin ardında da Çin’in ürettiği nükleer silahların yarattığı tehditten kaynaklanan endişe vardır. Çin Kansu-Lancu bölgesinde ürettiği nükleer silahları, nükleer başlıkları, Doğu Türkistan sınırları içinde bulunan Lopnur Bölgesinde gerçekleştirmektedir. Ve bu nükleer deneme alanının Afganistan’a uzaklığı ise sadece 900-1000 km mesafededir.

Yine Trump’ın Türk Cumhuriyetleri ile Anadolu’yu birbirine bağlayacak olan “Zengezur Koridoru”nun olduğu bölgede toprak kiralayarak bu koridora ortak olduğunu açıklaması, Amerika’nın hem Kafkaslar’dan hem de Afganistan üzerinden Türkistan coğrafyasının kapısını kontrol altına alma niyetini göstermekte.

Sonuçta şunu söylemeliyim ki; Türkiye’nin yapması gerekeni arka planda Amerika’nın kardeş Türk Cumhuriyetlerine yaptırdığını düşünüyorum. Ayrıca ABD’nin bu ilgisi kardeş cumhuriyetlerin de çıkarına uygun…Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile Azerbaycan her ne kadar Rusya Federasyonu ile birçok noktada bağımlı olsalar da, Amerika’nın ilgisi, onlar için Rusya ve Çin’e karşı bir “yaşam sigortası” olarak değerlendiriliyor ve önemseniyor.

Bu arada Orta (Merkezi) Asya Birliği, Prof. Juliboy Eltazarov hocamın da dediği gibi ilk defa 2007’de Nursultan Nazarbay tarafından Merkezi Asya Projesi olarak dile getirilmiş ve birkaç defa bir araya gelinmiştir. Merhum Kerimov da Merkezi Asya projesine sıcak yaklaşmıştır. Ancak Özbekistan’daki bu son buluşmanın, Trump ziyareti sonrasında yapılması ve bu istişare birliğine Azerbaycan liderinin de dahil edilmesi önemli ve dikkat çekicidir.

(*) Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Gen. Bşk. -

Yorum Yazın